24 Eylül 2014 Çarşamba

Pastoral Senfoni

Varlık Yayınları, okuduğum çeviri kitapları içinde gerek sade tasarımıyla gerekse kullandığı kağıdın burna hoş gelen kokusuyla hep en sevdiğim yayınevi oldu...

Şimdilerde Varlık Yayınevi kitap basmıyor. İnternette Varlık Yayınları sitesi var ancak 1950'ler ile 1970'ler arası dönemdeki gibi değil basılan kitaplar. Son derece özensiz kapak tasarımları ve üzerine rastgele konulmuş fotoğraflar, çizilmiş resimlerle bir kitaptan çok magazin dergisini andırıyor.

Ayrıca sitedeki  yayınevinin o eski Varlık olup olmadığı konusunda da emin değilim.. Eski basımı bulamayacağımı bildiğim için araştırmaya da layık görmedim. Umarım değildir.

Neyse konumuz aslında Fransız bir yazar ancak Varlık'ı da bu vesileyle anmış olduk...

Sait Faik'in Paris'te yaşadığı yıllarında Andre Gide'le tanıştığı ve ondan çok etkilendiği söylenir. Andre Gide eşcinsel olduğunu açıklayan ilk Fransız yazarlandandır ve döneminde çok tepki görmüştür. Hatta kitapları bir süre Katolik klisesi tarafından da yasaklanmıştır.

4 aydır kütüphanemi düzenlemiyordum. Geçtiğimiz günlerde biraz toz almak biraz da eski dotlarla bir araya gelmek adına kitaplarımı kurcaladım.. Babamdan kalmış bir "Pastoral Senfoni" kitabını gördüm..

Saman kokan kağıtları, sade ve kaliteli baskısıyla hemen ilgimi çekti. Andre Gide'in ismini duymuştum ancak hiç okumamıştım... 

O gece başladım Pastoral Senfoni'ye... Sabahın ilk ışıkları kitabın üzerine vurduğunda bende bitirmiştim okumamı...

O saatlerdeki arınma duygusu öylesine güzeldi ki.. Emin Çapa'nın bir sözü geldi aklıma. Ömrümü batıl inançlardan, önyargılardan ve politikalardan uzakta, sadece bilim ve edebiyatla geçirebilirim

Keşke öyle olsa... Sabah olduğunda tekrar İstanbul'un keşmekeşine karışmak, suda erimiş yapay C vitamini düzeyinde, her konu hakkında yorum yapan bireylerle konuşmak zorunda kalmak, insanı duvar dibinde kıstırılmış bir köpek gibi hissettiriyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder