11 Temmuz 2014 Cuma

Geçmişten Günümüze Filistin - İsrail Sorunu #1

Gazze bombalanırken, şehrin semalarında bir uçurtma uçuruluyor...
1897 yılında İsviçre'nin Basel kentinde Birinci Siyonizm Konferansı düzenlendi. Gazeteci, Theodor Herzl toplantıdan bir yıl önce "Der Judenstaat" yani "Yahudi Devleti" kitabını yayınladı. Kitap, yahudilerin özellikle Avrupa'da gördüğü yahudi düşmanlığı yüzünden kendi devletlerini kurma fikirleri üzerine bir çalışmaydı. Kitabın yazılışından yaklaşık 50 sene sonra, tıpkı kitapta tasarlandığı gibi bir Yahudi Devleti kurulacaktı. Bu kitap halen İsrail vatandaşları için bir manifesto yapıtı değerindedir.

Birinci Siyonizm Kongre'sinin sonucunda Basel Programı yayınlanmış ve Filistin'de bir Yahudi vatanının kurulması kararı alınmıştı. Dünya Siyonizm Teşkilatı'nın da bu amaca ulaşmak için faaliyette bulunması kararı verilmişti.

1948 İsrail Devleti'nin Resmen Kuruluşu

1897 yılında alınan bu kararlar neticesinde, 1903 yılında 25 bin kişilik ilk Yahudi kafilesi Filistin'e yola koyuldu. 1904 ile 1914'deki 10 yıllık süreçte 40 bini aşkın Yahudi, tarihte ikinci büyük Yahudi göçmen dalgasıyla Filistin topraklarına yerleşmişti.

Filistin o zaman Osmanlı topraklarındaydı. Dünyanın o dönem ki süper gücü İngiltere'nin tüm Ortadoğu'da gözü vardı. 1920'li yıllara gelindiğindeyse Filistin tamamiyle İngiltere hakimiyetine girdi.  Sonraki 27 yıllık süreç İngiltere'yi hayli zorlayacaktı. Özellikle artan Yahudi nüfusa toprak bulmak amacıyla İngiliz askerleri Filistinlilerin ve Arapların yaşadığı toprakları işgal edeceklerdi. Bu dönemde özellikle Avrupa'daki Nazi soykırımından kaçan Yahudilerin büyük kısmı şimdiki Tel Aviv topraklarına gelmişlerdi.

Yahudiler artık bölgedeki nüfusun üçte birini oluşturuyordu. Ancak toprakların sadece yüzde 6'sı onların elindeydi. Yaşam alanlarını genişletmek için işgal gerekiyordu. Tüm bu süreçler yaşanırken, İngiltere'de Yahudiler'in, Filistinliler'in ve Araplar'ın sorunlarını çözüme kavuşturamamış ve bölgedeki hakimiyetini Birleşmiş Milletler'e devretmişti.

Birleşmiş Milletler özel bir komite oluşturmuş, bölgeyi Yahudiler ve Filistin-Arap devletleri arasında bölmüştü. Birleşmiş Milletler'in önerdiği çözüme göre; Filistin'in yüzde 56,47'sini Yahudi Devletine, yüzde 43,53'ü de Arap devletine  bırakılmıştı. Kudüs'ün ise uluslararası idare altında olması kararlaştırılmıştı.

Bu dönemde Yahudiler Tel Aviv'de yoğunlaşmışlar ve orada yaşayan Filistinli ve Arapları bölgeden sürmeye başlamışlardı.Amerika Birleşik Devletleri de daha fazla Yahudi'yi Filistin'e göçmesi için teşvikte bulunmuş ve o dönem İngiltere'den bu politikası nedeniyle sert tepki görmüştü. İngiltere kendi çıkarları doğrultusunda Amerika'nın siyonizm hareketine destek vermesini istemiyordu.

Hem Arap hem de Yahudi taraflar, artık savaşın  kendilerine enselerindeki ter kadar yakın olduğunun farkındaydılar. Yahudi milis güçleri de bu dönem Arap köylerinde Temizlik Operasyonları'na başlamıştı.

Yıl 1948'di...

Tel Aviv'de toplanan Yahudi Milli Konseyi 14 Mayıs 1948 sabahı yayınladığı bir bildiri ile resmen İsrail Devleti'nin kurulduğunu ilan etmişti. ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği ilk ölçüde İsrail'i tanıyan ilk devletler olmuştu.

İsrail Devleti'nin kurulmasından birkaç saat sonra Mısır, Ürdün, Suriye ve Irak aralarında anlaşacak ve İsrail'e karşı savaş ilan edecekti. İsrail daha bayrağını ülke topraklarında göndere çekemeden kendisini savaşın içinde buldu. Arap Birliğinin üç koldan saldırısı, Amerikan askeri yardımı alan İsrail birliklerinin özel alan savunması taktiği ile bertaraf edildi.

Savaş kısa sürdü. İsrail 1947'de  BM'ye göre elde ettiği yüzde 56'lık toprak alanını yüzde 78'e çıkardı. Filistin toprakları savaş yüzünden yeniden işgale uğramıştı. 700.000 Filistinli evlerini terk etmek zorunda kalmışlar, komşu devletler veya arapların yoğun olarak yaşadığı bölgelere sığınmak zorunda kalmışlardı.

Topraklarından sürülen Filistinliler'den 250.000 kadarı da Gazze'ye yerleştirilmişti.

1948 ile 1952 arasında Mısır, Ürdün, Suriye, Suudi Arabistan, Irak ve Lübnan'da yaşayan binlerce yahudi bu ülkelerdena atılmıştı. İsrail tüm bu Yahudiler'e yerleşim alanı açmış ve Yahudileri Filistin topraklarının üzerine yerleştirmişti.

Ancak İsrail'in sürdüğü Filistinliler Arap ülkelerinden yardım görmemiş Arap devletlerince  kendi kaderine tayin edilmişlerdi... Bu yüzden Filistinli Mülteciler meselesi günümüzde halen güncelliğini koruyan sorunların başında gelmektedir.

Arap Devletlerinin yeni kurulan İsrail devletini tanımamasının sebeplerinin arasında Filistin halkının haklarını korumak ya da Filistin halkı adına mücadele etmek gelmiyordu ne yazık ki. Mısır, Irak, Ürdün'ün tek çıkarı yeni kurulan ve zayıf olarak gördükleri bu devletten toprak almak ve zengin Yahudiler'in servetlerine konmaktı. Bunun için Filistin meselesini mazeret olarak sundular.

Ayrıca Arap devletleri Filistin Meselesi'nde samimi olsalardı, savaş sonrası evsiz kalan yüzbinlerce Filistinli, Arap Birliği adı altında toplanan bu ülkelere yerleştirilir ve günümüzde de bu sorun var olmazdı.

Savaş sonrası İsrail, Filistin'le masaya bile oturmamış, Mısır, Ürdün, Irak ile ayrı ayrı anlaşmalara imza atmıştı. Topraklarını genişleten İsrail, en büyük ideası olan ebedi başkent Kudüs'ten de böylece ilk toprak parçasını kendi bünyesine katmış oluyordu. Kudüs'ün batısı İsrail denetimine, doğusu ise Ürdün'e bırakılmıştı.

1946'da 608.000 olan İsrail nüfusu, 1947'de 650.000'e savaş sonrası 1949'da ise 758.000'e ulaşmıştı.

Özetle, İsrail, binlerce yıl Ortadoğu'da kalmış ve son 400 yıldır da Osmanlı himayesinde barış halinde yaşamış bölgenin asıl yerleşik halkı konumunda bulunan Filistinli yurttaşları adım adım vatanlarından çıkarıyordu...

1950'li yıllar...

Arap devletleri 1948 savaşından ders almamışlardı.İsrail'i hala küçümsüyorlardı. Tehlikenin farkında değillerdi. Thomas Edward Lawrence'ın (Arabistanlı Lawrence) araplar için söylediği şu söz de görüşlerimizi de doğrular nitelikte. Araplar, uyuşuk insanlar. Buradaki çöl sıcakları onların karakterlerine de zuhur etmiş. Çok uyuşuk ve ileri görüşlü değiller. Bu yüzden kandırılmaya müsayitler.

Osmanlı Sadrazımı Sokullu Mehmet Paşa'nın hayali olan ancak 1800'lü yılların başında Fransız mühendis Ferdinand de Lessepsin'in teşebbüsü İngiltere ve Fransa'nın ortak girişimleriyle gerçekleştirilen Süveyş Kanalı projesi, Ortadoğu'un stratejik değerini daha da arttıracaktı.

1956 yılında Mısır lideri Cemal Abdül Nasır dünyaya Süveyş Kanalı'nı millileştirdiğini duyuruyordu.  Dünya şaşkındı. Mısır neyine güvenip de İsrail başta olmak üzere kanal üzerinde hak iddia eden İngiltere ve Fransa'ya kafa tutuyordu.  Dünya kamuoyu bir ay sonra öğrenecekti ki Mısır'ı destekleyen bir güç vardı.

Sovyet Rusya; İsrail ile Fransa, İngiltere arasında yapılan gizli anlaşmayı öğrenmiş ve İngiliz orduları Sina yarımadasına çıkarma yaptıklarında Birleşik Krallık'a ültimatom vermişti. İngiltere'nin kara harekatına Fransa'da katılınca Moskova, Paris ve Londra'ya atom bombası atmakla tehdit etmiş, Aralık ayında Mısır topraklarındaki tüm İsrail, İngiliz ve Fransız askerleri çekilmişti.

Sovyet'lerin Ortadoğu'daki prestiji artmış İngiltere'nin de artık dünyanın tek hakimi olmadığı anlaşılmıştı. Dünya liderliği üniformasını çıkartan İngilizler görevi Amerikalılara bırakacaklardı...

1950'lili yıllar Filistinliler için sıcak savaş halinde geçmese de İsrail'in sürekli genişlemek istemesi ve Filistinlilere yaptıkları baskılar sonucu Filistiniler tam bağımsızlık savaşı kararı almışlardı. 1960'lı yıllara gelinmişti. Dünya İsrail'in Filistin'e yaptığı zulmü görmüyordu. Filistinliler  hem özgürlük savaşımlarını sürdürmek hem de bağımsızlık mücadelelerini dünyaya duyurmak adına Filistin Kurtuluş Örgütü çatısı altında toplandılar...

Liderleri de Yaser Arafat'tı...

--------------------------------

Ortadoğu'da bugün neler olduğunu anlamak ve özellikle İsrail - Filistin meselesini derinlemesine hakim olmak için önerebileceğim üç kitap olacak..

Toprağımızın Kokusu: Filistin ve İsrail'in Sesleri / Kenize Mourad
                                                                               Çeviri: Nedim Demirtaş

                                                                                Everest Yayınları

Filistin Uğruna: 1948'in Tarihini Yeniden Yazmak / Eugenel Rogan
                                                                            Küre Yayınları

Filistin'in Çocukları / Gassan Kanafoni
                                  Otonom Yayıncılık

Yarın...

Filistin Kurtuluş Örgütü
1967 Haziran- 6 gün Savaşları
1973 Yom Kippur Savaşları
Arafat BM Görüşmeleri
1977 İsrail'de Sağ'ın Yükselişi ve İsrail'deki Siyasi Olaylar
1982 İsrail'in Lübnan'ı İşgali
1987 Birinci İntifada
1991 Madrid Zirvesi/ Barışa Doğru
1993 - Norveç Sarpsborg Barış Müzakereleri
1994 Özerk Filistin Yönetiminin Kurulması
2000 İkinci İntifada / Kısa Süren Barış Dönemi
2002 İsrail'in Batı Şeria İşgali / Dünyayı Sarsan Gün / Tüm dünyanın gözü önünde İsrail Askerlerince Baba Oğulun Öldürülmesi
2003 Bush Ortadoğu'ya da Müdahele Ediyor
2004 Yaser Arafat / Kurtuluş Kahramanının Ölümü
2008 Gazze Savaşı / Sivil Katliamı
2012 / Gazze Bombalanması / Can Ertuna'nın Tanık Olduğu Olaylar 
2014 / Güncel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder